Fenerbahçe Aylık Resmi Dergisi Röportajlarım
  • Sezgi Sena Akay Fenerbahçe Aylık Resmi Dergisi Ocak 2013 - 14/02/2014
  •  

     Sezgi Sena Akay: “İyi ki voleybol oynamışım”

    Henüz 18 yaşında… Üstündeki terli forma yerine sahalardan uzaklaşarak podyumları seçti. Bunu da en başarılı şekilde 2012 Best Model Of The World yarışmasının tacını alarak gerçekleştirdi. İnsanın hayatta istediği doğrultuda severek çalışması çok güzel… Sevgili Sezgi Sena Akay da hayalini gerçekleştirdi. Fakat voleybol oynadığı dönemleri asla unutmuyor. Onunla spor hayatını ve Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kendisine neler kattığını ve bundan sonraki hedeflerini konuştuk. Eminim birkaç yıl sonra yine kazandığı başarılardan söz ediyor olacağız. Fenerbahçe ailesi olarak en içten dileklerimizle başarılar dileriz.

    ARA SPOTLAR:

    01: Fenerbahçe gibi köklü büyük bir takımın alt yapısında oynamak benim için çok önemliydi.

     02: Altyapıda oynarken maça çıkmadan önce mum gibi dururdum, hiç yüz mimikleri yapmazdım. Formam üzerimde “Üstüme yakıştı mı, güzel duruyor mu?” onlara bakardım. Galiba o zamanlardan mesleğimin modellik olduğunu belirlemiştim.

    03: Çiğdem olsun, Eda olsun, Oksana olsun, Naz olsun, Seda olsun onları çok seviyordum. Eda çok espriliydi. Oksana’yı da ben Galatasaray’da oynarken hayranlıkla izlerdim. Onlar bizim üstatlarımızdı.

    04: İyi oyuncu olursan Fenerbahçe’de oynarsın…  Fenerbahçeli olmamın artıları çok; saha mükemmelliği, antrenörler, disiplin, takım ruhu ve spor kompleksleri, malzemeleri her şey çok güzeldi. Formalarımız bir harikaydı. Kaldığımız tesisler her şey iç içe ve her şey çok güzeldi. Fenerbahçe’yi yaşamak da güzeldi… 

    - Fenerbahçe Spor Kulübü Voleybol takımı altyapıda oynadın ve şimdi Best Model Of The World yarışmasında tacı aldın… Öncelikle Fenerbahçe Spor Kulübü’ne gelişin nasıl oldu?

    Aslında tam olarak takım tuttuğumu söyleyemeyeceğim. Takım tutmuyorum. Hangi takımda oynarsam o takım için mücadele ediyorum. Ve bunun için de ter döktüm. Galatasaray’da oynarken elimden ne geliyorsa onu yaptım. Beş sene Galatasaray için oynadım. Sonrasında arzu ettiğim Fenerbahçe’ye geçtim. Takımım için elimden ne geliyorsa yine onu yaptım. 10 yaşımda daha ortaokula giderken sınıfta oturuyorduk. Bize Galatasaray Spor Kulübü’nden gelmişlerdi. Sınıfta “Herkes ayağa kalksın.” dediler. Uzun boylu olanları seçtiler. Okullardan yaklaşık bin kişi seçtiler. Altyapıya en sonunda 12 kişi kaldık. Voleybol hayatım böyle başladı. İlk başlarda sporcu olmak hiç aklımdan geçmiyordu ancak seçmelerde altı yüz, dört yüz, üç yüz derken on iki kişinin arasına girmek hoşuma gitmişti. Yıldız, genç takım, milli takım hatta A takımı antrenmanlarına da çıktım. Daha sonra bazı olumsuz durumlar oldu. Galatasaray’da antrenörümle de sorunlar yaşadım, Fenerbahçe Spor Kulübü’ne geçmek istedim. Antrenör Filiz Hanım’la konuştum. Zaten daha önceden de tanışıyorduk. Sayesinde Fenerbahçe Spor Kulübü’ne geçtim.

    - Fenerbahçe Spor Kulübü seni mutlu etti mi?

    Sonunda Fenerbahçe gibi köklü büyük bir takımın altyapısında oynamak benim için çok önemliydi. Bir yıl Fenerbahçe’de altyapıda oynadım. O bir yıl benim için çok güzel geçti. Sonra etrafımdaki insanlar “ Neden model olmuyorsun?” dediler ben de “Neden olmasın, katılayım o zaman.” dedim.

    Aslında on üç yaşımdayken beni Erkan Özarman Bey keşfetmişti. Dolmabahçe Sarayı’nda kristal hediyeler dağıtıyorlardı. Beni orada görmüş, “Sen model olmalısın.” demişti. Ben de daha yaşımın küçük olduğunu üniversiteye başladığımda geleceğimin sözünü verdim.

    - Sözünün arkasında da bir şekilde durmuşsun…

    Evet, üniversiteye geçtim, spor yaptım, şu an 18 yaşımdayım. Yeditepe Üniversitesi Halkla İlişkiler Tanıtım bölümünde okuyorum.

    - Yarışmaya katıldın ve taca sahip oldun, seni öncellikle Fenerbahçe Spor Kulübü olarak kutluyoruz… Bu başarı nasıl geldi, neler hissettin?

    İnanarak ve isteyerek girmiştim yarışmaya ismimden mi nedir sezgilerimin de güçlü olduğuna inanıyorum. Çok teşekkür ederim, bildiğiniz gibi İstanbul’da düzenlenen Best Model Of Turkey yarışmasına katıldım ve birinci geldim. Arkasından 8 Aralık 2012’de Best Model of The World yarışmasının 25’incisi gerçekleştirildi. Dünyanın birçok ülkesinden en iyi model seçilebilmek için yarışmacılar katıldı. Erkeklerde Berk Altan, kadınlarda ise ben birinci oldum. Bu yarışmaya inanarak ve isteyerek katıldım. Tekrar söylüyorum ön sezgilerimin kuvvetli olduğunu düşünüyorum, kazanacağımı hissetmiştim. Her iki yarışmada da o taçları takarken çok mutlu olmuştum. Hala etkisindeyim.

    - Bir anda hayatın değişti, farklı bir boyuta girmiş gibi oldun tabii…

    Evet, bir anlamda hayatım değişti daha önceden yapmadığım şeyleri yaptım. Televizyon kanallarına çıktım, röportajlar yaptım, yurtdışında ismim duyulmaya başladı. Tabii ben yine aynı Sezgi Sena’yım.

    -  Modellik kariyerin için projeler başladı mı? Hedeflerin neler? Modellik dışında görev almak istediğin başka alanlar var mı?

    Şimdilik sadece modellik yapmayı düşünüyorum. Dizilerde veya sinemada oynamayı şu an düşünmüyorum. Onun için çok uzun süreli bir eğitim gerekiyor. Daha 18 yaşındayım, okula da zaman ayırmam gerekiyor. Üniversite benim kariyerim için çok önemli. En önemlisi bitirmem gereken bir okulum var. Oyunculuk çok zaman ve eğitim istiyor. Şimdilik modellikte ilerlemek istiyorum. Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi modeli olmak istiyorum. Dünya çapında bir model olmak istiyorum. Zaten bunun için çalışmalarım başladı. Ocak ayında Paris Fashion’a çıkacağım. Ve hedefime daha çok yaklaşmış olacağım. Ve oradaki en büyük hedefim Victoria Secret’ta beni görmeniz olacak inşallah. Modellikle ilgili daha önceden de hissetmiş gibi ders almıştım. Fashion TV’yi çok izliyorum, cd’ler izliyorum. Nasıl giyinilir, nasıl çıkarılır, nasıl yürünür kendimi hazırlamaya çalışıyorum.

    - Fenerbahçe Spor Kulübü’nde en çok neyi özlüyorsun?

    İyi ki voleybol oynamışım. Kaybetmeyi, kazanmayı öğreniyorsunuz. Sorumluluk almayı öğreniyorsunuz. Benim voleyboldan önce hiç sorumluluğum yoktu. Çantamı bir yerde, telefonumu bir yerde unutuyordum. Oynamaya başladıktan sonra her şeyime dikkat etmeye başladım. Sabah çok erken saatte uyanıyordum. Herkes yatarken sen yarınki maçı düşünüyorsun. Takım arkadaşlarını sevmen lazım, takım ruhunu hissetmen lazım. Bunlar çok önemli şeyler. Takım arkadaşlarımı, deplasmanları çok özlüyorum. Ama en çok özlediğim şey; birlikte antrenman yaptıktan sonra deplasmana gideceğimiz gün sabah erkenden antrenmanımızı 07.00-09.00 arası yapıp, duş alıp, sonrasında birlikte kahvaltı yapıp yola koyulmaktı. Örneğin deplasmana gideceğimiz bir Ankara seferinde yol boyunca arkadaş muhabbetlerimiz, eğlencelerimiz, heyecanlarımızdı. İyi bir voleybolcuysanız voleybolla yatıp onla kalkmanız lazım.

    - A takımında oynamak ister miydin, beğendiğin oyuncular kimlerdi?

    2010 yılında Fenerbahçe altyapıdayken A takımını hep hayranlıkla seyrederdik. Galatasaray’da A takımı için şansım vardı fakat Fenerbahçe’de bu şansım olmadı. A takımıyla birlikte antrenmanlara çıkamadım. Hep uzaktan seyrederdim. Bazen de maçlarını seyretmeye giderdik. Onlar gibi olabilmenin hayallerini kurardım. Çiğdem olsun, Eda olsun, Oksana olsun, Naz olsun, Seda olsun onları çok seviyordum. Eda çok espriliydi. Oksana’yı da ben Galatasaray’da oynarken hayranlıkla izlerdim. Onlar bizim üstatlarımızdı ama şimdi buradayım. Model oldum. Benden öncekileri izleyip tecrübelerinden faydalanmaya çalışıyorum.

    - Taraftarlarımızla ilgili neler söyleyeceksin?

    Taraftarlarımız çok köklü zaten futbolu söylemiyorum ama altyapılarda biraz seyirciler gelmiyor gibi. Desteklerini bekliyoruz. Dışarıdan destekleme olursa insanda oynama isteği daha çok oluyor. Seyirci desteğinin çok olmasını istiyorum. Aile desteği de çok önemlidir. Benim en büyük desteğim aile desteğimdir. 

    - Fenerbahçe Spor Kulübü’nde sporcu olmanın ne gibi avantaj ve dezavantajlarını yaşadın?

    İyi oyuncu olursan Fenerbahçe’de oynarsın… Fenerbahçeli olmamın artıları çok; saha mükemmelliği, antrenörler, disiplin, takım ruhu ve spor kompleksleri, malzemeleri her şey çok güzeldi. Formalarımız bir harikaydı. Kaldığımız tesisler her şey iç içe ve her şey çok güzeldi. Fenerbahçe’yi yaşamak da güzeldi…

    - Şimdi sporla aran nasıl?

    Ben şimdi yemeğime ve spora çok dikkat ediyorum.

    - Daha 18 yaşındasın ama kariyer hedeflerin güzel bir şekilde planlı. Şimdi düşündüğünde sahalar mı, podyumlar mı, diye sorsam…

    Altyapıda oynarken maça çıkmadan önce mum gibi dururdum, hiç yüz mimikleri yapmazdım. Formam üzerimde “Üstüme yakıştı mı, güzel duruyor mu, acaba güzel görünüyor muyum?” diye sorardım kendime. Galiba o zamanlardan mesleğimin modellik olduğunu belirlemiştim.

    -  Dergimiz hakkındaki düşünceleriniz?

    Sayın Erkan Özarman ile röportajlarla ilgili planlar yapıyorduk. Bir süre daha röportaj vermemem gerekiyordu fakat sizlerden teklif geldiğinde Fenerbahçe’ye asla “Hayır” diyemedim, onur duydum. Bu dergide yer almak benim için çok çok farklı bir duygu sizlere de teşekkür ederim. Gönül vermiş insanları bir araya topluyorsunuz.

    - 2013 mesajlarınızı alabilir miyiz?

    Başta ailem ve Sayın Erkan Özarman olmak üzere herkese bana vermiş oldukları destek için teşekkür ediyor, Fenerbahçe camiasının yeni yılını kutluyorum.




    Site Haritası
    Ziyaret Bilgileri
    Aktif Ziyaretçi1
    Bugün Toplam18
    Toplam Ziyaret209975
    Resimler
    Yazılarım
    8 Mart Kadınlar günü Organizasyonu