Fenerbahçe Aylık Resmi Dergisi Röportajlarım
  • Özlem Yıldız/Fenerbahçe Aylık Resmi Dergisi Ocak 2005 - 16/12/2009
  •   PRENSESLER DE FORMA GİYER, GİYDİĞİNDE DE FENER FORMASI GİYER!


     Fenerbahçe formasını giyerkenki heyecanlı hali sanki maça çıkacak futbolcu gibiydi. Fenerbahçeli bir babanın kızı olarak dünyaya gelen Özlem Yıldız, söz Fenerbahçe’den açılınca susmak bilmedi büyük bir coşkuyla sözcükleri birbiri ardına sıraladı. 

     

    Hepimiz Fenerliyiz birbirimizi biliriz desek de ünlülerin hangisinin Fenerbahçeli olduğunu, Fenerli mi doğduklarını ya da sonradan nasıl Fenerli olduklarını merak eder dururuz. “Sibel’in Sahası” sayfalarında hep birlikte onları daha fazla tanıyıp onlarla daha fazla bütünleşeceğiz.



    İlk röportajımı İstanbul’da yaşayan Fenerbahçeli bir prensesle yapmak istedim. Ben ona Prenses diyorum çünkü güzelliği, içimize yayılan gülümsemesi zarif ve kibar hareketleriyle bir prensesi andırıyordu. Özlem Yıldız, o sıcak ve sevecen haliyle Fenerbahçe Dergisi’yle yapacağı bu röportajı hiç tereddüt etmeden hemen kabul etti.



    Fenerbahçe formasını giyerkenki heyecanlı hali sanki maça çıkacak futbolcu gibiydi. Fenerbahçeli bir babanın kızı olarak dünyaya gelen Özlem Yıldız söz Fenerbahçe’den açılınca susmak bilmedi büyük bir coşkuyla sözcükleri birbiri ardına sıraladı. Gülücükleriyle bize Fenerbahçeli olmanın  keyfini bir kez daha yaşattı. Zamanını bize ayırdığı için kendisine Fenerbahçe Dergisi olarak sonsuz sevgilerimizi sunuyoruz

    - Biz aramızda  “Fenerbahçeli olunmaz Fenerbahçeli doğulur.” deriz her zaman. Peki siz nasıl Fenerli oldunuz Özlem Hanım?

    Ben doğarken oldum... Fenerbahçeli doğdum. Babam inanılmaz koyu bir Fenerliydi, hayata gözümü Fenerli olarak açtım. Bir kaç aylıkken bile babam minik bebekler için olan Fenerbahçe formalarını giydirip giydirip resimlerimi çekermiş. Yürüme çağına geldiğimde de  tüm Fener maçlarında babama eşlik etmişim.Yani “Fenerbahçeli olunmaz  Fenerbahçeli doğulur” sözüne katılıyorum.

    - Sık sık maçlara takımınıza destek vermeye gider misiniz? En son gittiğiniz maç?

    İş yoğunluğum nedeniyle maçlara sık gidemiyorum. Birkaç kez gittim. O da hayatımda böyle bir heyecanı ve güzelliği yaşamak ve takımımı destek vermem gerektiğine inandığım içindi.  Onun dışında dediğim gibi işim gereği ekrandan izlemek durumunda kalıyorum. Onun  keyfi de başka oluyor tabii.

    - Diğer spor branşlarını da takip etme fırsatı buluyor musunuz? Ayrıca medyada yer alan Fenerbahçe haberlerini takip ediyor musunuz?

    Çok fazla basketbol, voleybol maçlarımızı takip edemiyorum ama önemli karşılaşmalardan güzel sonuçlar aldığımız da bir Fenerli olarak çok  mutlu oluyorum. Fenerbahçe’nin aldığı tüm galibiyetlere, özellikle Anadolu yakası Bağdat Caddesi tarafında oturduğumdan zafer kutlamalarına eşlik ediyor olmam bana son derece keyif veriyor. Fenerbahçe özellikle bu sezon oldukça başarılı bir grafik çiziyor. Şampiyonlar Ligi’nde gösterdiği performansı destekliyor, UEFA’da daha iyi sonuçlar elde edeceğimize inanıyorum.

    - Manchester United’lılara kendi sahalarında ilk yenilgiyi tattıran kulüp Fenerbahçemiz oldu. O maçı izlemişmiydiniz? C.L’de kalma iddiamız olmasa da yine son maçta çok büyük bir coşkuyla oynadık ve 3 gol attık. Neler hissettiniz?

    Maçı izleyemedim; daha çok sonuçlarla ilgileniyorum. Kazandığımız zaman büyük bir coşku duyuyorum. Fenerbahçe gibi büyük bir takımın galibiyeti inanılmaz gurur veriyor. Karşı takımlara karşı en azından “İşte böyle gördünüz mü? Biz Fenerbahçeliyiz böyle de kazanırız” dedirtiyor.

    - AB giriş sürecinde Futbol Federasyonumuzun ve takımlarımızın uyum aşamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Son dönemde tartışılan “tribünde şiddet” konusunda siz neler söyleyeceksiniz?

    Futbol Federasyonu bence oldukça başarılı bir yol kat ediyor. Gerek yurt içinde gerek yurtdışındaki duruşu ile Avrupa standartlarında bir federasyon bana göre. Tribündeki şiddetle ilgili olarak tabii ki güvenlik sorununun başta çözümlenmesi gerekmektedir. Maalesef futbol dünyasında halen böyle üzücü olaylarla karşılaşıyoruz. Statlarda hala bir takım tatsız olayların yaşanıyor olması, insanların kesici aletlerle stada girmeye teşebbüs ediyor olmaları beni son derece ürkütüyor. Bu anlamda bütün takımlara sözüm; AB yolunda ilerlerken bu tip olayların yaşanıyor olmaması gerektiği…

    - UEFA kupası 3. turda ülkemizin tek temsilcisi Fenerbahçe’miz…  İspanya’nın Zaragoza Takımı’yla karşılaşacak. Maç sonucuyla ilgili tahmininiz?

    Manchester United galibiyetinden sonra insan tabii yine bir zafer bekliyor ama küçük galibiyetler değil. Ben bayağı açık ara bir galibiyetle kazanmasını bekliyorum. Eminim Fenerbahçe yine bir galibiyetle çıkarak biz taraftarları ve ülkemizi sevindirecektir. Ben 3-0  diyorum.

    - Alışverişle aranız nasıl?

    Çok çok  iyi! Bir bayan olarak evet alışverişe düşkünüm.

    - Fenerium’dan alışveriş yapar mısınız? Neler ilginizi çeker ya da neler alırsınız?

    Akmerkez’deki Fenerium içinde Magazin Spor ve Televole için bir çekim gerçekleştirmiştik hatta Bağdat Caddesi’ndeki Fenerium’un açılışını izledim. Hem küçük bebekler için hem de bayanlar için çok çeşitli alternatifler var. Şapkalar, formalar, çeşit çeşit  aksesuarlar, kasketler, atkılar... Dolabımda Fenerbahçe ürünlerinden oluşan geniş bir koleksiyon var. Özellikle maçları izlerken bunları taşıyor olmak çok keyifli.

    - Genç kızlığınızda odanızın duvarına hiç sporcu posteri astınız mı?

    Hayır asmadım. Öyle bir iş yapıyorum ki ne kadar takımımı destekliyor olursam olayım bunu basında bir şekilde dile getiremiyorum.Yanlış anlaşılmaktan yana korku duyuyorum... Biliyorsunuz işte futbolcularla asılsız haberler çıkmasına malzeme oluştursun istemiyorum.

    - Sizce aşk nedir? Aşkın tarifi....

    Aşk mantık veya hiçbir kural tanımıyor. Aşk öyle bir duygu ki insanın ayaklarını yerden kesiyor. Kendi doğru bildiğin yolda ilerliyorsun. Gözünü kör  ediyor... Öyle bir şey işte.

    - Peki ya sevgiliniz için takımınızı değiştirir miydiniz?

    Zor bir soru bugüne kadar öyle bir şeye hiç teşebbüs etmedim ama onu benim takımıma geçirmeye ikna ederdim. (Gülüyor…)

    - Hayatınızı paylaşacağınız insan da olmazsa olmaz diyeceğiniz özellik nedir?

    Olmazsa olmazlarım tabii ki var. Beni anlaması lazım. Yaptığım işe saygı duyması lazım. Beni çok sevmesi ve sevdiğini göstermesi lazım. Bir de Fenerli olsa ne güzel olur öyle değil mi?

    - Geleceğinizle ilgili bizimle paylaşmak istediğiniz hedefleriniz, planlarınız, projeleriniz var mı? Özlem Yıldız’ı 2005’de yeni projeler içinde görebilecek miyiz?

    Mesela ben doğarken  Fenerbahçeli olarak gözlerimi açtım... İnşallah Fenerbahçeli olarak gözlerini açacak bebekler dünyaya getiririm. Şu an iş ve özel hayatım inanılmaz güzel geçiyor. 2005 yılının bana uğurlu geleceğine inanıyorum. Epey bir yoğunluk yaşıyorum gündüzüm ve gecem karışmış vaziyette. Çok güzel gelişmeler yaşıyorum. Benim adıma olumlu yönde etkileyecek sanırım.

    - Toplumumuzun ve dünyanın gündeminde olan organ bağışı kampanyaları ile ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? Bu konuda Fenerbahçelilerimize vereceğiniz mesaj var mı?

    Bence hakikatten öldükten sonra bedenin bir işe yaramadığı zaten açık ama en azından yaşayan insanlara bir umut, bir ışık. Herkesi organ bağışına destek vermeye çağırıyorum. Dünyanın en en en güzel şeyi siz bir can kaybediyorsunuz ama altı kişiye yeni bir can bağışlıyorsunuz. Bu dünyadan göç ederken bırakacağımız en güzel şey!

    - Fenerbahçe Dergisi’ni okuyor musunuz? Bizlerden beklentileriniz neler?

    Bir takımın kendisine ait bir dergisinin olması çok güzel bir şey. Çünkü ben Fenerbahçe’yle ilgili her türlü bilgiyi, her türlü gelişmeleri detaylarıyla öğrenmek isterim. Böyle bir dergi de eminim bana çok güzel yol gösterecek... Özellikle Ocak sayısını satırı satırına okuyacağım. (Gülüyor…)

    - Fenerbahçe Dergisi okuyucuları için mesajınız var mı?

    Takımlarını desteklemeye devam etsinler. Zaten onlar ediyorlar karda, kışta, soğukta, yağmurda, çamurda... Ama o gördüğümüz  tatsız olaylar  kavgalar, dövüşler, küfürler, can acıtmalar  hiç bir zaman olmasın! 2005’in herkese sağlık, mutluluk, ve başarı getirmesi dileğiyle...


    Fenerbahçe Aylık Resmi Dergisi: ocak 2005
     
    RÖPORTAJ:Sibel Kurt
    Fotograflar:Tolga Ovalı




    Site Haritası
    Ziyaret Bilgileri
    Aktif Ziyaretçi1
    Bugün Toplam45
    Toplam Ziyaret210104
    Resimler
    Yazılarım
    8 Mart Kadınlar günü Organizasyonu